6455 Sayılı Gümrük Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile gerek 4458 Sayılı Gümrük Kanunu’nda gerek ise 5607 Sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nda yapılan başlıca değişiklikler belirtilerek ilgili Kanun maddelerinin karşılaştırmalı listeleri ekte sunulmuştur.
Değerli Müşterilerimiz,
11.04.2013 tarih ve 28615 sayılıResmi Gazete’de yayımlanan 6455 Sayılı Gümrük Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile gerek 4458 Sayılı Gümrük Kanunu’nda gerek ise 5607 Sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’ndayapılan başlıca değişiklikler belirtilerek ilgili Kanun maddelerinin karşılaştırmalı listeleri ekte sunulmuştur.
Yapılan düzenlemeler kapsamındakabahat sayılan fiillerin Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’ndan çıkarılarak idare hukuku alanına taşınması yani Gümrük Kanunu’nda yer alması doğru bir yaklaşım olmuştur. Ancak, 5607 sayılı kanunun 3.üncü maddesinin 10,11 ve 13 üncü fıkralarında cezaların olduğu gibi taksirle işlenen ve kusursuz sorumluluk içeren Gümrük Kanunu’na aynen aktarılması dış ticaret erbabı ve gümrük müşavirliği camiasında ciddi kaygıların oluşmasına yol açmıştır.
5607 sayılı Kanunu’nun, özel bir ceza kanunu olması, ceza hukuku prensiplerine göre belirlenmiş olması ve bu fiillerin kaçakçılık fiili olarak öngörülmesi ve bu fiillerin kasta bağlı olarak işlenen fiiller olması gerekçesiyle ön görülen cezaların gümrüklenmiş değerin katları şeklinde yani ağır olarak belirlenmesi hukuk tekniği açısından ve kaçakçılıkla mücadele amacı açısından doğru bir yaklaşımdır. Kabahat fiili olarak öngörülen ve kaçakçılık fiili olarak değerlendirilmeyen bu fiillerin idare hukuku prensiplerine göre düzenlenmesi yerinde bir tespit olup, bu fiillerin Gümrük Kanunu’nda düzenlenmesi doğru bir yaklaşım olmakla birlikte, kasıtlı olarak işlenen kaçakçılık fiili için öngörülen cezaların, taksirle işlenen kabahatler için aynen uygulanmasının ne kadar adil ve hukuki olduğunu siz değerli Müşterilerimizin taktirlerine sunuyoruz. Basit bir örnekle durumun vahametini açıklarsak; 100 000 TL kıymetindeki bir eşya ilgili Yönetmelik ve teknik düzenlemelere göre kapsam dışı olsun. Kapsam dışı olduğu gerekçesiyle TAREKS numarası alınmadan beyanı yapıldığında, bu durumu tespit eden gümrük idaresi eşyanın CİF kıymetine ithalat vergilerini de ilave etmek suretiyle minimum bir hesaplamayla 240 000 TL ceza uygulayacak ve eşyaya el koyarak tasfiye hükümlerini uygulayacaktır.
Gümrük Kanunu’nun 235.inci maddesi ile yapılan düzenlemenin 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunundaki kabahat sayılan fiiller için yapılmış düzenlemeden sonuçları itibariyle daha ağır bir düzenleme olduğu düşünülmektedir. Çünkü; 5607 sayılı Kanunundaki fiiller kasta bağlı olup, Gümrük Kanunu’nda yer alan ve idari yaptırım kararı öngörülen fiillerde kasıt aranmamaktadır.
Diğer yandan, Gümrük Kanunu’nun 236’ncı maddesinde yapılan düzenlemede antrepo beyannamesinde eşya tanımı ile antrepoya alınan eşyanın belirgin bir şekilde farklı olması halinde gümrüklenmiş değerin iki katı ceza uygulanarak eşyanın tasfiye edilmesi ciddi hukuki problemler yaratacağı gibi, antrepo işleten sanayicileri mağdur edeceği düşüncesindeyiz. Örneğin, yurt dışından şipariş verilen CİF değeri 100 000 USD olan eşya yerine şipariş evsafına uygun olmayan başka bir eşya mahrecinden yanlış yüklenmesi ve bu durumdan ithalatçının haberi olmaması halinde, bu eşya için mevcut hükümlere göre önce antrepo rejimi beyanı yapılacak ve sonra da antrepoya boşaltılacaktır. Eşyanın doğru bir şekilde tespiti de ancak eşya taşıma aracından antrepoya boşaltılması halinde mümkün olacaktır. Mevcut belgelerine göre yapılan beyan ile antrepoda tespiti yapılan eşyanın farklı çıkması halinde eşyanın gümrüklenmiş değeri yani CİF kıymeti + ithalat vergileri toplamının iki katı ceza uygulandığı gibi eşyaya el konularak tasfiyeye tabi tutulacaktır. Eşyanın ithalat vergilerini minimum bir hesaplamayla 20 000 USD olarak hesaplarsak uygulanacak ceza 240 000 USD tutarında olacaktır. Bilindiği üzere taşıma aracından eşyanın antrepoya boşaltılabilmesi için öncelikle antrepo rejim beyanında bulunulması yani antrepo beyannamesi tescil edilmesi gerekmektedir. Eşya araç üzerinde iken küşat yapılmasına izin verilse dahi araç içinde homojen olmayan eşyanın tespiti çok mümkün bulunmamaktadır. Bu tür bir düzenleme ancak, yapılan beyanın hilafına ancak yüksek kaçakçılık riski oluşturan eşyalar için düzenlenmesi halinde makul kabul edilebilir.
Yine 5607 sayılı Kanunu’nun 5.inci maddesinde “Etkin Pişmanlık” düzenlenmiş olup, 5607 sayılı Kanun’undan 4458 sayılı Kanuna aktarılan fiiller için böyle bir etkin pişmanlık maddesi düzenlenmemiş olması, maalesef geriye giden bir düzenleme olduğu ve “Ticaretin Kolaylaştırılması” ilkesini engellemeye yönelik bir adım olarak algı yaratacak nitelikte olduğunu düşünmekteyiz.
Saygılarımızla
BİLKA GÜMRÜK MÜŞAVİRLİĞİ VE LOJİSTİK HİZMETLERİ LTD.ŞTİ.
GENEL OLARAK YAPILAN DÜZENLEMELER:
•Aynı fiil için birden fazla Kanunda hüküm bulunması, aynı fiil için iki ayrı ceza uygulanmasına ve iki ayrı dava açılmasına ve gümrük idarelerinin yanı sıra yargının yükünün de artmasına neden olması ve mükerrerliğe yol açması gerekçesiyle, 5607 sayılı Kanunda yer alan “kabahat” fiilleri 4458 sayılı Kanuna aktarılmıştır. .
•5607 sayılı Kanundan 4458 sayılı Gümrük Kanununa aktarılan kabahat fiilleri konusu eşyadan tasfiyeye tabi tutulacak olanlar da tasfiye edilecek eşyalar arasına eklenmiş, tasfiye edilecek eşyanın bulunmaması halinde, ithal eşyası için CİF, ihraç eşyası için FOB kıymeti ile bunlara ilişkin gümrük vergileri tutarının tahsili şeklinde düzenleme yapılmıştır.
•Gümrük Müşavir Yardımcılığı sınavına girebilmek için staj süresi 1 yıla , gümrük müşavirlik sınavına girebilmek için staj süresi 2 yıla düşürülmüştür.
•Gümrük vergileri alacaklarına bağlı idari para cezalarının zamanaşımı, bu idari para cezalarına ilişkin gümrük vergilerinin zamanaşımına tabi olması hükme bağlanmıştır. Maddede yapılan değişiklik ile gümrük kabahatlerine ilişkin zamanaşımının da gümrük vergileri tahakkuk zamanaşımı ile aynı ve paralel hükümlere tabi olması amaçlanmış olup, gümrük vergileri zamanaşımına uğradığı takdirde, aslı ortadan kalkan alacağa ilişkin idari para cezasının da tahsil edilmemesi hususu düzenlenmiştir.
•Gümrük Kanunu’nun 234 üncü maddesinde yapılan değişiklik ile, serbest dolaşıma giriş rejimi veya kısmi muafiyet suretiyle geçici ithalat rejimine tabi tutulan eşyaya ilişkin olarak, yapılan beyan ile muayene ve denetleme veya teslimden sonra kontrol sonucunda ortaya çıkan noksanlıklar ve buna ilişkin cezai müeyyideler gümrük vergisi yerine daha geniş bir kapsama sahip olan ithalat vergileri tabiri üzerinden yeniden düzenlenmiştir. Bu düzenleme ile Gümrük Kanunu’nun 234.üncü maddesinin tatbikinde yalnızca gümrük vergisi ile KDV Kanunu.nun 51.inci ve ÖTV Kanunu’nun 16.ncı maddeleri gereğince ceza uygulanması yanında, ithalatta tahsili öngörülen tüm ek mali yükümlülük ve fonları da kapsadığından, bu unsurların beyan edilmemesi veya noksan beyan edilmesi halinde bu madde hükmüne göre ceza uygulanması söz konusu olacaktır. Ancak 2976 sayılı Dış Ticaretin Düzenlenmesi Hakkındaki Kanunun 4. üncü maddesi gereğinde uygulanacak ceza Gümrük Kanunu’nun 234 üncü maddesine göre uygulanacak cezadan fazla olması halinde Kabahatler Kanunu’nun içtima başlıklı 15 inci maddesi hükmü gereği yalnıza ceza miktarı yüksek olanı uygulanacaktır.
•5607 sayılı Kanun’un 3.üncü maddesinin 10, 11 ve 13 üncü fıkralarında yer alan düzenlemeler, Gümrük Kanunu’nun 235 inci maddesi olarak düzenlenmiş ve söz konusu fiillere uygulanacak idari cezalar belirlenmiştir. Ayrıca, 235 inci maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentlerinde belirtilen eşyanın tasfiyeye tabi tutulacağına ilişkin hüküm eklenmiştir.
•Gümrük Kanunu’nun 236’ıncı maddesinde yapılan düzenleme ile, gümrük antrepolarındaki eşyanın, antrepo beyannamesi ile beyan edilenden belirgin bir şekilde farklı cinste eşya olduğunun tespiti halinde, bu eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı idari para cezası verilmesi ve eşyanın tasfiye edileceği hükme bağlanmıştır.
•Gümrük Kanunu’nun 238 inci maddesinde yapılan değişiklik ile, gümrük vergisinin katları şeklinde belirlenen cezalar, gümrüklenmiş değerin katları şeklinde düzenlenmiştir.
•Konusu ve yükümlüsünün aynı olması, aralarında maddi veya hukuki yönden bağlılık bulunması şartıyla; birden fazla işleme veya beyannameye ilişkin gümrük vergileri ve para cezalarına tek tahakkuk ve ceza kararı düzenlenebilecektir. Böylelikle daha önce aynı fiille ilgili olarak birden çok sayıda ceza kararı düzenlenmesi ve bunların gerek idari gerek ise yargı aşamasında takip edilmesi külfetinden gümrük idaresi ve yükümlü kurtulmuş olacaktır.
•5607 sayılı Kanunun 7 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan ibare 4458 sayılı Kanunun 241 inci maddesinin altıncı fıkrasına eklenmiş, böylece Türkiye Gümrük Bölgesine giren gemilerin yükü bulunmadığı durumlarda, yük almadığının veya yükünün başka bir limana çıkarıldığının veya avarya olduğunun kanıtlanamaması durumunda sekiz kat usulsüzlük uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
•5607 sayılı Kanunda yer alan kabahatlere ilişkin düzenlemelerin, 4458 sayılı Gümrük Kanununa, 5015 Sayılı Petrol Piyasası ve 4733 sayılı TÜTÜN VE ALKOL PİYASASI DÜZENLEME KURUMU TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA Kanunlarda yer alan kaçakçılık fiillerinin 5607 sayılı Kanuna aktarılması nedeniyle 5607 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinde yer alan ‘Kaçakçılık Suçları’ şeklinde yeniden düzenlenmiştir.
•Kaçak akaryakıt satışının özel bir çaba sarf edilerek tank, düzenek ve ekipman kullanılarak yapılması halinin daha ağır bir şekilde cezalandırılması amaçlanmış ayrıca , kaçakçılıkla mücadelede caydırıcı bir etki sağlaması bakımından; tütün ve tütün mamulleri,
alkollü içkiler, akaryakıt, uyuşturucu, silah ve mühimmat, elektronik eşya, canlı hayvan, et, çay, şeker, zeytin gibi gıda maddeleri ile gerekli görülen hallerde diğer kaçakçılık türleri ile ilgili mahkûmiyet hükmü kesinleşenlerin, Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca kamuoyuna ilan edilebileceği belirtilmiştir.